12 Eylül 2011 Pazartesi

ortaköy, boğaz turu, istinye park...

pazar günü evde miskin miskin otururken demicem, harıl harıl iş yaparkeeeennn...
babamız hadi bir boğaz turu yapalım dedi :)
dedemiz de bilecikte olunca anneannemiz ve teyzemizi de almaya karar verdik...
zaten zsare şeymanın geleceğini duyunca havalara uçtu....
yoğun ve sıkıcı bir trafikten sonra, (şükür ki zsare arabada uyudu!!) ortaköye vardık....
biraz takıcılara tokacilara şallara baktıktan sonra boğaz turumuzu yapmak için atladık gemiye...
zsare o kadar mutlu ki....
onu öyle görmek herşeye değer....
saat 19.00 civarında binince hem aydınlıkta hem de karanlıkta boğazı seyretme şansı bulduk...
her türlüsü şahane...
çok güzel bir nimet...
hava biraz soğuktu ama birer çay alıp, yudumlaya yudumlaya içerken boğazı seyretmeye başlayınca soğuk da üzmedi bizi...
zsareyi de kat kat şallara sardım...
anneannesinin yanında boğaz keyfinde....



şeyma teyzemizi bir türlü yakalayamadık, fotoğraf çekmek için....
rüzgar izin vermedi.... sürekli saçını başını toplamakla uğraştı...

üst kat biraz daha fazla esintili olsa da daha güsel idi...
anneannemiz de orada kalma istedi...
biz de zsare daha fazla üşümesin diye arada aşağıya indik...
tabi zsare anneannesini istediği vakit kendimizi yukarıda bulduk...

turumuz bitince hepimizin yüzünde muzurca bir gülümseme babamıza bakıyoruz...
neden acaba???
ee gezi sona mı erecek ki??
vee babamız beklenen cevabı verdi...
istinye parka gidelim...
bir balık yeriz....
istinye parka gittik ve biraz mağazaları gezdik...
esse indirime girmiş zsare de bu fırsatı değerlendirip renkli muffin kalıpları aldı...
kek yapacakmış...
he bunlardan işte...
bu arada eve gider gtmez de anne hadi kek yapalım demesin mi???
ne yazık ki dolapta yumurtamız kalmamıştı :)

biz de biraz fazla oyalanınca istinye parkta balıkçının kapanışına yetiştik ama servisi kapanmıştı...
dolayısı ile balık yiyemedik..
maalesef hazır bişiler yemek zorunda kaldık :(

zsare o kadar acıkmış ki...
patatesleri çabuk çabuk yedi bitirdi...
pek sağlıklı olmasa da yapacak bişi yok artık....
babamız bize en son bi de dondurma ısmarladı ve gezimizi sonlandırdık....
babamıza kocaman teşekkürlerimizi gönderiyoruz...
 

 




9 Eylül 2011 Cuma

bir avm bir mescit...

bayram tatilinde zsarenin bayram harçlıklarını harcamak biraz da okul alışverişi yapmak için istinye parkın yolunu tuttuk...
içeride biraz fazla oyalanınca namazımızı da burada kılalım dedik...
muhteşem bir sürpriz bizi bekliyordu...


avm yönetimi mesciti daha doğrusu dua odasını harika bir mescite dönüştürmüş....
özel bir çalışma yapmışlar...
zaman gazetesinin cuma ekinde şöyle bahsetmişler...
Mescidin mihrabı için özel kalıp döktürülmüş. Vav harfleriyle süslenen kubbe de özel döküm. Kaya Üçer, "Kubbedeki vav harfleriyle Allah'ın gözü üzerinizde mesajı veriliyor." diyor. Vav'ın ortasından yansıyan ışık amber rengi. Nur anlamını vermek için bunu tercih etmişler. Duvarlardaki hatlarda "Lailahe İllallah ve Muhammeden Resullullah" ve "ikra" yazıyor. Üçer, insanımızın 'oku' emrine ihtiyacı olduğu için bu ayeti yazdıklarını söylüyor ve "İkra, yani oku kelimesini hem Arapça hem de Türkçe yazdık. Bir AVM mescidinden çok daha öte bir çalışma oldu. Sanırım insanlar İstinyepark'a sadece alışverişe değil, bu mescidi görmeye de gidecek." diyor.


zsarem de dua ediyor benimle....